Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Başka bir evrenden gelip Dünya ve Türkiye tarih okuması yapacak bir varlık, bu tarihi erkeklerin yaptığına hükmedecektir. Tarihsel süreç, iktidar ve onun siyaseti, hukuk, yargı, sanat ve aklınıza gelebilecek her türlü siyasi, sosyal, kültürel etkinlik erkekler tarafından ele alınmış, sözcükleri erkek dili olarak kullanarak neredeyse günümüze de damga vuran eril egemenliği ve dili oluşmuş.
Şüphesiz homo sapiens sapiens, “insan” türünü erkek ve kadın olarak kavramımızı zorunlu kılsa da. süreç erkek egemenliğine dönüşmüş, günümüze, istisnalardan başlayıp yüzdelik rakamlara gelen bir kadın varlığını ancak taşıyabilmiş. Erkek egemenliği önce kadın-erkek eşitliğine, giderek “cinsiyet” tanımlarının baskın tanım olmaktan çıktığı bir sürece evriliyor. Çağın ruhu bu yolu açıyor bizlere… Ev, iş, sokak, mahalle, belediye ve kentlerin tamamında erkek ve kadınları oransal karşılaştırmayı bırakacak kadar “ cinsiyet” egemenliğini aştığımızda, toplumsal olarak da cinsiyet eşitliğini sağlayabilecek veya iddialı olsa da “cinsiyet” kavram ve rollerini unutmuş olabilecek miyiz?
Ulusal düzeyde pek çok adım atılmış, şimdilerde geri çekilen İstanbul Sözleşmesi gibi bir üst normu kabul etmiş olsak da, erkek hegemonya ve şiddeti, bunun tezahürü eril dil ve buna paralel olarak siyaset sıradanlaşmış durumda.
Katılımcı Söz, Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini sadece bir hak talebi olmaktan öte, yerel yönetimlerden başlayarak, bütçe yapımından faaliyet alanlarına kadar, mahalle ve aktif yurttaş tabanlı bir toplumsal yaşam gerçekliği olarak ele alıyor. Belediyelerden başlayarak, kamu ve özel sektörde cinsiyet eşitliğini gözeten katılımcı bir yönelim var mı?.. Varsa da yeterli mi?.. Gündelik hayatın her anında ve her alanında toplumsal cinsiyet eşitliği hayata geçtiğinde, gerçek anlamda eşitlikten söz edebileceğiz ancak… Yani, yasa ve yönetmeliklerde “eşitlik” sağlanmasından da öte, aile ve toplum içerisindeki toplumsal fırsatlar ve hizmetlerden de eşit olarak yararlanıldığında.
Toplumcu Demokratik Belediyecilik, toplumsal cinsiyet eşitliğinin gündelik yaşamda, mahalle ve sokakta hayata geçmesinde, güncel politikalar oluşturulması ve uygulamasında son derece önemli, sözde kalmayan doğrudan hayata dokunan bir yol haritası oluşturabilir. Belediye stratejik planından başlayarak performans programlarında toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat etmek, cinsiyete dayalı bütçe yapmak, belediye personelinde farkındalık oluşturmak, gerek işe alımlarda gerekse hizmetlerin yerine getirilmesinde kadının güçlendirilmesi uluslararası ve ulusal normların mahalleye inmesi anlamına gelecektir.